5 Haziran 2013 Çarşamba

Yapmam gerekenler ve yapmak istediklerim

20.03.2013
Hepimizin hayatında yapması gerekenler vardır .Okula gitmek ,sınavlar , işe gitmek , ev işleri ... bunlar böyle sonsuza kadar sürer. İnsanların yapması gereken şeyler her zaman vardır . Birde bunun yanın da yapmak istediklerimiz vardır . Yapmak istediğimiz şeylerin bir diğer adı da birçoğumuz için asla gerçekleşmeyen istekler .
Benim şuanda yapmam gerekenler ne diye sorarsanız çocuk bakmak ! Evet şu anda misafirimizin çocuğuna bakıyorum . Bilirsiniz hepiniz böyle bir anısı vardır . Evinize bir misafir gelir şu anda bizde olduğu gibi sonra da küçük çocuklara bakma ve eğlendirme görevleride size düşer. Ve genelde yine şu anda bana olduğu gibi çocuk ukala kendi dediğini yaptırtmaya çalışır . Ve sizde mecburen çocuk ağlayıp bağırmasın diye her dediğini yaparsınız . Ama içten içe gıcık olursunuz .Şu an benim gıcık olduğum gibi.
Ve gelelim yapmak istediklerime ; UYUMAK !

Eğlenceli günler 1

20.02.2013
Ahh şu son günler o kadar heyecanlı güzel ve eğlenceli geçti ki hepsini size anlatmak istiyorum . Tabi ki hepsi eğlenceli değil çoğu . Şimdi sanırım benim bu öküz eski sevgili benim numaramı benim tanıdığım ama şu anda konuşmadığım ( ki eskiden o kişiyle çook yakındık ) kişiye numaramı vermiş ve o kişide altay diye tanımadığım birine numarayı vermiş ki ben bunları nereden biliyorum diye soracaksınız şimdi ? Çocuğu sorguya çektim vesaire vesaire .
Sonra da ağzının payını bildirdim .
Aslında şimdi benim öküze mesaj atmam gerekirdi fakat atmadım
çünkü özgür dedi ama " soyadı ne ?", Yani sonuçta tanıdığım o isimdeki tek kişi o . Neyse şimdi bizim sınıfta Erhan diye bir çocuk var . Böyle her sınıfta komik öz güvenli bir tip olur ya bizimkisi de o. Eastpak çantalar vardır ya onun sapını sonuna kadar kısaltıp öyle takat bir de o yürüyüş işe tamamlanınca
komik hatta kahkahalara boğulacağımız bir görüntü çıkar . Bahsetmesi bile beni güldürüyor ! Şimdi geçen gün otobüste hamit ve erhan ayaktaydılar erhan çantasını hamite verdi baktım ayakta filan bende oturuyordum ver ben alayom filan kucağıma koydum sonra arkada bir yer boşalınca erhan oraya geçti . Benim aklıma da hemen bir kurnazlık geldi ve çantanın sapını uzatmak geldi . Hamiye söyledim yapalım filan dedi . Ben yapamayınca hamit uzattı tabi biz otobüste kıkırdayıp duruyoruz . Garibim yanımdaki amca da ne yapıyor bu ergenler der gibisinden bize bakıyordu . Neyse inmeye yakın çantasını istedi verdik fak etmedi . Biz sınıfça filan gülüyoruz . Neyse erhan inince filan yerlere filan bakıyor ama biz krizdeyiz . Ama ertesi gün tek kelime dahi etmedi. İmada bulunca bile .

Okuduğum kitap

10.03.2013
Jane AUSTEN'ın kayıp anıları
Hayır , asla unıtmadım . İndan kendi ruhunun bir parçası olmuş birini nasıl unutabilir ki ? Aramızda geçen her düşünce , her bakış ve duygu aklımda şimdi; yıllar sonra , sanki daha dün olmuş gibi taze .
Ne güzelde yazmış. Sanki herkese hitap ediyor . Farklı şeyler yaşayan kişilere fakat ortak duygular .

Bir hikayenin sonu daha …

10.03.2013
Birşey söyliyeceğim ama bu onunla ilgili son yazım artık . Bence o beni önemsemiyor ki bu zaten çok açık ve o benim tek kardeşim dostum olmayacak . Er geç bunun farkına varmam güzel . Hatta daha iyisi olucak. En azından iyi kötü beni bırakmaz . Bence şuan önemli olan tek şey kariyer gelecek . Geçmişimizle yaşayarak eski günleri düşünerek o zamanki mutluluğumuzu düşünüp gülüpseyip sonrada kederlenemeyiz .Bizim yaşadığımız ve yaşayacağımız şu an ve gelecek . Yani kısacası arkana bakma önüne bak .Şu anda benim yaptığım gibi .Ve ona burdan bir mesaj daha lise bitince bakalım a onu hatırlayacak mı ? Ve bir hikayenin sonu daha ...

Austen olmak

02.03.2013
Aslında siyah gözlükler üzerinden pembe gözlükle dünyaya bakabilmeyi öğrenirsek hayat daha güzel bir hal alabiliyor . Bende öyle yapmaya çalışıyorum. Ve bence fena sayılmam bu işte . Her neyse .... Şu anda Jane Austen'ın kayıp anıları diye bir kitap okuyorum bu kitap Austenın yaşadığı evin çatı katına sakladığı günlüğün yayımlanması . Ve bakıyorum da Jane'in aşkları ve yazma şekli , aynıyız . Kafasında gördüğü insanları karakterlere çevirmesi hayatından esinlenmesi ve yaşadığı imkansızlıklar . Ben sanırım onun en büyük hayranıyım . Hayatlarımız neredeyse aynı aradaki son 200 yılı çıkartırsak tabi . Ve bende Bay Ashfordun ( benim Ashfordu'mun ) yayımlanacaksınız , yayımlanmalısınız demesini bekliyorum ( Ashfor Jane'in hayatı boyunca sevdiği tek kişi ) . Sonuçta kitapları yayımlanan insanların bizim gibi fazladan gözleri ya da kulakları yok . Yapamamam için hiç bir sebep yok olamazda . Tek engel varsa bile önümdeki sınavlar . Ama Janenin de önünde engeller vardı . Kadın olması . Dönemine aykırıydı . Keşke o zamanlar yaşasaydım . Hayat daha kolaydı . Meslekler sınırlı . Çiftçilik , mürebbiye , hizmetçi , asker , papaz ya da sosyeteden filansındır . Neyse kitabıma dönüyorum ben . Aaa bu ara da son bir şey daha . Bu hafta filan birkaç tasarımımı filan atabilirim . Bakmayı unutmayın lütfen !

Hayat işte

27.02.2013
O kadar kötü bir durumdaydım ki . Artık anladım ki bütün günümü yatakta oturup kitap okuyarak geçiremezdim. Ve bende her acı çeken kızın yaptığı gibi alışverişe gittim . Sonrada sıkı kankaların ve aşklarla dolu bir sinema filmine gittim . Sanırım bunlar gerçekten birini unutmak için gerçekten harika aktiveteler . Fakat önce bütün gözyaşlarınızı bir daha akıtmamak üzere tüketmelisiniz yani deli gibi ağlamak .Tabi sinemada benim tavsiyem en öne oturmanız çünkü önünüzde sırnaşıp tüm film boyunca öpüşen kişiler morelinizi bozabilir hele benim önümde oturanlar gibi 30 yaşından büyük kel bir adamla sahte sarışın kız olursa miğdeniz bile bulanabilir . Aslında bir ihtimalle morelinizin bozulmasından daha iyi değil midir ? Neyse böyle böyle günler geçti ve artık çok daha iyiyim . Ama ne zaman bir yere gitsem hağla gözüm onu arıyor. Ama bu kadar olsun dimi ! Off bence çok konuşuyorum beni istemeyeni ben hiç hiç istemem . Ve eğer o bana mesaj atmazsa ben onunla hiç konuşmam ki onunda bana mesaj atmayacağını biliyoru

Bad day

27.02.2013
Bugün okula gitmedim . Kendimi hağa kötü hissediyorum . Daha önce birisi artık hayatım da yok diye bu kadar üzülmemiştim ailemdeki en sevdiğim insan dedem için bile . Sabahtan beri yeni kitabımı okuyarak biraz olsun umutmamı sağladı . Ama gözlerim yüzüm çok kötü bir durum da sitres ve uykusuzluktan yüzün berbat ve kupkuru gözlerimse mosmor ve kıpkırmızı . Sanırım depresyona girmek üzereyim. Ne zaman. onu düşünsem gözlerim doluyor ağlamaya başlıyorum . Dün sorfra da yemek yerken annemle babamın önünde ağlamamak için kendimi zor tuttum . Ama çok aptalım beni terk eden onca şey söyleyen kişi benim dostum değil. Olmaz. Kitabıma ara verip buraya yazdıkça kendimi daha rahat hissediyorum .
Birilerinin bunları okuyup beni anlıyor olmasını bilmek güzel bir şey . Ve sanırım kitabıma dönmem gerek . En azından kitabın kahramanı America'yı mutlu görmek iyi olur .