Bu yeni beyaz atlı prensim var ya Can . Hani mavi gözlü ilahi . Bugün
onu gördüm zaten aynı dershaneye gidiyoruz . Görmemem kör olduğum
anlamına gelir . Çokta uzun . O yüzden görmemek imkansız yani . Dün onu
gördüğümde kocam sırıtmaya başladım ağzımdaki dişlerin hepsini
göstererek . O da bana baktığında yere yattım . Ama insan ona bakınca
aklı gidiyor onun yerine mavi gözler geliyor sadece . Bugünde koridorda
onu gördüğümde ona gülümsedim o da bana gülümsedi . Ama yinede boşuna ay
kesin benden hoşlanıyor o da bana karşı boş değil gibisinden laflar
etmem çünkü büyük ihtimali bırakın yüzde yüz ona gülümsememe gülmüştür .
Zaten o çocuk bana bakmaz diyorum size .Oğlan çok yakışıklı hatta o
kadar yakışıklı ki dünya üzerinde ki hiç bir kız onun yanına yakışacak
kadar güzel olamaz . Ama önemli olan bu değil önemli olan bana hangi
nedenden olursa olsun gülümsemiş olması ve bir çok kez bana bakması .
Bence o çocuk oyuncu olmalı . Eminim ki birçok hayranı olurdu . Akşama
günlüğüme onunla ilgili tam tamına iki sayfa yazacağım . Haftaya onu
görmek için sabırsızlanıyorum . Onu tanıyan her kız gibi ... Ama dün
dershanede ki bir arkadaşınla yukarı çıktık yani çatı katına orası da
kantin oluyor . Oraya varmadan yolun yarısında üşürüz kabanlarımızı
alalım dedim sonra ikimizde neyse boşver filan deyip yukarı çıktık .
Yukarı çıkarken bende ona belki üşüdüğümü görür ve bana ceketini verir
Can dedim . Tabi böyle bir şey olmadı ben üşüdüm ama Can ceket filan
vermedi zaten niye versin ki üşüdüğümü bile bilmiyor . Ama en azından
sınıftan bir erkek arkadaşım verdi . Ve sonuç olarak çok üşüdüm az
romantizim yaşayıp başı mutlu sonu mutsuz bir hikayeli bir gündü . Ama
iyi tarafından bakmakta gerek en azından biri ceketini verdi .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder