5 Haziran 2013 Çarşamba

Mavili göz

Bu yeni beyaz atlı prensim var ya Can . Hani mavi gözlü ilahi . Bugün onu gördüm zaten aynı dershaneye gidiyoruz . Görmemem kör olduğum anlamına gelir . Çokta uzun . O yüzden görmemek imkansız yani . Dün onu gördüğümde kocam sırıtmaya başladım ağzımdaki dişlerin hepsini göstererek . O da bana baktığında yere yattım . Ama insan ona bakınca aklı gidiyor onun yerine mavi gözler geliyor sadece . Bugünde koridorda onu gördüğümde ona gülümsedim o da bana gülümsedi . Ama yinede boşuna ay kesin benden hoşlanıyor o da bana karşı boş değil gibisinden laflar etmem çünkü büyük ihtimali bırakın yüzde yüz ona gülümsememe gülmüştür . Zaten o çocuk bana bakmaz diyorum size .Oğlan çok yakışıklı hatta o kadar yakışıklı ki dünya üzerinde ki hiç bir kız onun yanına yakışacak kadar güzel olamaz . Ama önemli olan bu değil önemli olan bana hangi nedenden olursa olsun gülümsemiş olması ve bir çok kez bana bakması . Bence o çocuk oyuncu olmalı . Eminim ki birçok hayranı olurdu  . Akşama günlüğüme onunla ilgili tam tamına iki sayfa yazacağım . Haftaya onu görmek için sabırsızlanıyorum . Onu tanıyan her kız gibi ... Ama dün dershanede ki bir arkadaşınla yukarı çıktık yani çatı katına orası da kantin oluyor . Oraya varmadan yolun yarısında üşürüz kabanlarımızı alalım dedim sonra ikimizde neyse boşver filan deyip yukarı çıktık . Yukarı çıkarken bende ona belki üşüdüğümü görür ve bana ceketini verir Can dedim . Tabi böyle bir şey olmadı ben üşüdüm ama Can ceket filan vermedi zaten niye versin ki üşüdüğümü bile bilmiyor . Ama en azından sınıftan bir erkek arkadaşım verdi . Ve sonuç olarak çok üşüdüm az romantizim yaşayıp başı mutlu sonu mutsuz bir hikayeli bir gündü . Ama iyi tarafından bakmakta gerek en azından biri ceketini verdi .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder