5 Haziran 2013 Çarşamba

Yapmam gerekenler ve yapmak istediklerim

20.03.2013
Hepimizin hayatında yapması gerekenler vardır .Okula gitmek ,sınavlar , işe gitmek , ev işleri ... bunlar böyle sonsuza kadar sürer. İnsanların yapması gereken şeyler her zaman vardır . Birde bunun yanın da yapmak istediklerimiz vardır . Yapmak istediğimiz şeylerin bir diğer adı da birçoğumuz için asla gerçekleşmeyen istekler .
Benim şuanda yapmam gerekenler ne diye sorarsanız çocuk bakmak ! Evet şu anda misafirimizin çocuğuna bakıyorum . Bilirsiniz hepiniz böyle bir anısı vardır . Evinize bir misafir gelir şu anda bizde olduğu gibi sonra da küçük çocuklara bakma ve eğlendirme görevleride size düşer. Ve genelde yine şu anda bana olduğu gibi çocuk ukala kendi dediğini yaptırtmaya çalışır . Ve sizde mecburen çocuk ağlayıp bağırmasın diye her dediğini yaparsınız . Ama içten içe gıcık olursunuz .Şu an benim gıcık olduğum gibi.
Ve gelelim yapmak istediklerime ; UYUMAK !

Eğlenceli günler 1

20.02.2013
Ahh şu son günler o kadar heyecanlı güzel ve eğlenceli geçti ki hepsini size anlatmak istiyorum . Tabi ki hepsi eğlenceli değil çoğu . Şimdi sanırım benim bu öküz eski sevgili benim numaramı benim tanıdığım ama şu anda konuşmadığım ( ki eskiden o kişiyle çook yakındık ) kişiye numaramı vermiş ve o kişide altay diye tanımadığım birine numarayı vermiş ki ben bunları nereden biliyorum diye soracaksınız şimdi ? Çocuğu sorguya çektim vesaire vesaire .
Sonra da ağzının payını bildirdim .
Aslında şimdi benim öküze mesaj atmam gerekirdi fakat atmadım
çünkü özgür dedi ama " soyadı ne ?", Yani sonuçta tanıdığım o isimdeki tek kişi o . Neyse şimdi bizim sınıfta Erhan diye bir çocuk var . Böyle her sınıfta komik öz güvenli bir tip olur ya bizimkisi de o. Eastpak çantalar vardır ya onun sapını sonuna kadar kısaltıp öyle takat bir de o yürüyüş işe tamamlanınca
komik hatta kahkahalara boğulacağımız bir görüntü çıkar . Bahsetmesi bile beni güldürüyor ! Şimdi geçen gün otobüste hamit ve erhan ayaktaydılar erhan çantasını hamite verdi baktım ayakta filan bende oturuyordum ver ben alayom filan kucağıma koydum sonra arkada bir yer boşalınca erhan oraya geçti . Benim aklıma da hemen bir kurnazlık geldi ve çantanın sapını uzatmak geldi . Hamiye söyledim yapalım filan dedi . Ben yapamayınca hamit uzattı tabi biz otobüste kıkırdayıp duruyoruz . Garibim yanımdaki amca da ne yapıyor bu ergenler der gibisinden bize bakıyordu . Neyse inmeye yakın çantasını istedi verdik fak etmedi . Biz sınıfça filan gülüyoruz . Neyse erhan inince filan yerlere filan bakıyor ama biz krizdeyiz . Ama ertesi gün tek kelime dahi etmedi. İmada bulunca bile .

Okuduğum kitap

10.03.2013
Jane AUSTEN'ın kayıp anıları
Hayır , asla unıtmadım . İndan kendi ruhunun bir parçası olmuş birini nasıl unutabilir ki ? Aramızda geçen her düşünce , her bakış ve duygu aklımda şimdi; yıllar sonra , sanki daha dün olmuş gibi taze .
Ne güzelde yazmış. Sanki herkese hitap ediyor . Farklı şeyler yaşayan kişilere fakat ortak duygular .

Bir hikayenin sonu daha …

10.03.2013
Birşey söyliyeceğim ama bu onunla ilgili son yazım artık . Bence o beni önemsemiyor ki bu zaten çok açık ve o benim tek kardeşim dostum olmayacak . Er geç bunun farkına varmam güzel . Hatta daha iyisi olucak. En azından iyi kötü beni bırakmaz . Bence şuan önemli olan tek şey kariyer gelecek . Geçmişimizle yaşayarak eski günleri düşünerek o zamanki mutluluğumuzu düşünüp gülüpseyip sonrada kederlenemeyiz .Bizim yaşadığımız ve yaşayacağımız şu an ve gelecek . Yani kısacası arkana bakma önüne bak .Şu anda benim yaptığım gibi .Ve ona burdan bir mesaj daha lise bitince bakalım a onu hatırlayacak mı ? Ve bir hikayenin sonu daha ...

Austen olmak

02.03.2013
Aslında siyah gözlükler üzerinden pembe gözlükle dünyaya bakabilmeyi öğrenirsek hayat daha güzel bir hal alabiliyor . Bende öyle yapmaya çalışıyorum. Ve bence fena sayılmam bu işte . Her neyse .... Şu anda Jane Austen'ın kayıp anıları diye bir kitap okuyorum bu kitap Austenın yaşadığı evin çatı katına sakladığı günlüğün yayımlanması . Ve bakıyorum da Jane'in aşkları ve yazma şekli , aynıyız . Kafasında gördüğü insanları karakterlere çevirmesi hayatından esinlenmesi ve yaşadığı imkansızlıklar . Ben sanırım onun en büyük hayranıyım . Hayatlarımız neredeyse aynı aradaki son 200 yılı çıkartırsak tabi . Ve bende Bay Ashfordun ( benim Ashfordu'mun ) yayımlanacaksınız , yayımlanmalısınız demesini bekliyorum ( Ashfor Jane'in hayatı boyunca sevdiği tek kişi ) . Sonuçta kitapları yayımlanan insanların bizim gibi fazladan gözleri ya da kulakları yok . Yapamamam için hiç bir sebep yok olamazda . Tek engel varsa bile önümdeki sınavlar . Ama Janenin de önünde engeller vardı . Kadın olması . Dönemine aykırıydı . Keşke o zamanlar yaşasaydım . Hayat daha kolaydı . Meslekler sınırlı . Çiftçilik , mürebbiye , hizmetçi , asker , papaz ya da sosyeteden filansındır . Neyse kitabıma dönüyorum ben . Aaa bu ara da son bir şey daha . Bu hafta filan birkaç tasarımımı filan atabilirim . Bakmayı unutmayın lütfen !

Hayat işte

27.02.2013
O kadar kötü bir durumdaydım ki . Artık anladım ki bütün günümü yatakta oturup kitap okuyarak geçiremezdim. Ve bende her acı çeken kızın yaptığı gibi alışverişe gittim . Sonrada sıkı kankaların ve aşklarla dolu bir sinema filmine gittim . Sanırım bunlar gerçekten birini unutmak için gerçekten harika aktiveteler . Fakat önce bütün gözyaşlarınızı bir daha akıtmamak üzere tüketmelisiniz yani deli gibi ağlamak .Tabi sinemada benim tavsiyem en öne oturmanız çünkü önünüzde sırnaşıp tüm film boyunca öpüşen kişiler morelinizi bozabilir hele benim önümde oturanlar gibi 30 yaşından büyük kel bir adamla sahte sarışın kız olursa miğdeniz bile bulanabilir . Aslında bir ihtimalle morelinizin bozulmasından daha iyi değil midir ? Neyse böyle böyle günler geçti ve artık çok daha iyiyim . Ama ne zaman bir yere gitsem hağla gözüm onu arıyor. Ama bu kadar olsun dimi ! Off bence çok konuşuyorum beni istemeyeni ben hiç hiç istemem . Ve eğer o bana mesaj atmazsa ben onunla hiç konuşmam ki onunda bana mesaj atmayacağını biliyoru

Bad day

27.02.2013
Bugün okula gitmedim . Kendimi hağa kötü hissediyorum . Daha önce birisi artık hayatım da yok diye bu kadar üzülmemiştim ailemdeki en sevdiğim insan dedem için bile . Sabahtan beri yeni kitabımı okuyarak biraz olsun umutmamı sağladı . Ama gözlerim yüzüm çok kötü bir durum da sitres ve uykusuzluktan yüzün berbat ve kupkuru gözlerimse mosmor ve kıpkırmızı . Sanırım depresyona girmek üzereyim. Ne zaman. onu düşünsem gözlerim doluyor ağlamaya başlıyorum . Dün sorfra da yemek yerken annemle babamın önünde ağlamamak için kendimi zor tuttum . Ama çok aptalım beni terk eden onca şey söyleyen kişi benim dostum değil. Olmaz. Kitabıma ara verip buraya yazdıkça kendimi daha rahat hissediyorum .
Birilerinin bunları okuyup beni anlıyor olmasını bilmek güzel bir şey . Ve sanırım kitabıma dönmem gerek . En azından kitabın kahramanı America'yı mutlu görmek iyi olur .

Pardon, güven kaldı mı elinizde?

26.02.2013
Tamam . Yeter artık . Bu sondu .Yıllardır kendime acı çektiriyorum .
Şunu da anlamış bulunmaktayım ki benim arkadaştan şansa yanım yok aşkta da . Aslında geriye kalan her şey de. Sağlıkta da . Ama artık sadece başarı olacak . Kendimi yazıya ve derslere vericeğim . Ve dünyayı kasıp kavuran harika bir yazar olacağım . Bundan sonra sahip olmaktaki tel çekincem aşk ve dostluktur . Bundan sonra arkadaş veya sevgili istemiyorum çünkü hepsi boş . Ben bugüne kadar
iyi biriydim alçak gönüllü kin tutmayan biri . Kimseyi küçümsemeyen . Ailemin her istediğimi alacak kadar parası olsa da küçük şeylerle mutlu olan biriyim . İnsanlara hep yardım ederim ve dostlarıma değer veririm ne olursa olsun aramızda ne geçerse geçsin affediciyim ve gerektiğinde özür dilemeyi bilen biriyim . Amam benim hak ettiğimin bu olduğunu düşünmüyorum . Aynısını karşımdakinden görmek istiyorum sadece . Özür dileyemiyeceğim ondan çünkü yanlış bir şey yapmadım ben . Ama eğer beni bir dakikada silebiliyor ise o benim gerçek dostum değildir . Sizinde değildir . Ben bugün çok ağladım o eski dost için . Keşke benim için ne kadar değerli olduğunu ona anlatabilsem keşke benim hissettiklerimi ona gerçekten anlamasının bir yolu olsaydı bana yaşattıkları için vicdan azabı yaşardı . Ama ilahî adelet yerini bulup bir gün benim üzüntümün sebebini onlara da yaşatacığından hiç şüphem yok ya da karma felsefesi .Huzur evlerine gidip kitap okuyup evsizlere yardım edeceğim . Kısacası kendimi kendime adayıp sadece dünyada ki diğer insanlara bir yardımım olsun . Belki içimdeki karma uyanır ve yaptığım iyilik bana geri döner . Ve şunu biliyorum ki şu andaki acım bir gün geçecek ve biliyorum ki bir gün hayatıma doğru insanlarla devam edeceğim ve çok mutlu olacağım . Ve şuanda ki bu olaylar sadece doğru insanları seçmem küçük bir ders. Ve sevgili okuyucularım dikkat edin o çok güvendiğiniz dağlardaki karlar çığ olup üstünüze çökebilir . Kimin ne olduğu zamanla belli oluyor doğrusu. Sanırım bugünlük dram benim için bile fazla .Benim günüm kötüydü ama umarım sizin gününüz güzel olur .

Sızlanmayı unut mutlu ol

24.02.2013
Kulağınızda kulaklık ve en sevdiğiniz müzikleri dinlerken yumuşacık yatağınızda uzanıyorsunuz . Gözleriniz kapalı ve hayaller kurarken hayat ne
kadar da güzel dimi ! Güzel bir hayat gibi …
Onun yerine kim matematik çalışmak ister ki . Ben istemem. Ama bu bu ayno bir hastanın ilacını alması gerektiği gibi birşey .
Ben hep yatağımda sonsuza kadar milyonlarca kitap okuyarak geçirmek isterim . Çünkü okudığum kitapların hepsi mutlu sonla bitiyor . Orda ki kahramanlar benim yaşamak istediklerimi yaşıyor . Çokta acı çekmeden mutlu oluyorlar .Ruh eşlerini gerçek aşklarını ve en önemlisi ise onları seven gerçek insanlarla beraber oluyorlar .
Benim hayatımda ise tam tersi oluyor . %50'si platonik ,%0,90'ı sapık , % 20'si başı bağlı , %2i çıktığımız halde bana aşık değil . Geri kalan oran ise gerçek aşkımı binde bulma olasılığımdır .
Öküzden sonra birini buldum sanmıştım aslında ama o da %0,90'lık oranın içindeymiş meğer. Karşı derhanenin penceresinden bana bakıyordu ben ilk başta tanımamıştır öyle bakıyordur dedim . Ama ikinci yani diğer tenefüslerinde de bakınca benim için geldiğini düşündüm.
Ama öyle değilmiş arkadaşının başı ağrıyormuş . Ben sormadım tabii ona bunı.
Ben ona hiç bir zaman ön yargılı davranmadım oysaki herhes kime sorsam onun hakkında kötü şeyler söylüyor ( ona aşıl olanlar istisnadır ) . Kendini beğenmiş , küstah filan filan … Bense salak gibi onu hep savundum . Bunları söyleyenlere öyle biri değil dedim ama öyleymiş . Beni hayal kırıklığına uğrattı . Çünkü onu gerçekten sevebileceğimi biliyordum. Ama olmadı işte .
Şimdi diyeceksiniz nerden nereye aöa olsun içimi döktüm size. Neyse ben iyisi sınıf ayrımın ve aşkların olduğu zamandaki kitabıma geri döneyim . Ve ne olursa olsın hayattan sızlanmayı bırakmalıyız ve mutlu olmalıyız . Bizim okulda bir kimya hocası var hayati hoca . Şöyle derdi bize ; Hayat kısa değmez
bir erkek için üzülmeye.

umutlar zaman kaybı

20.01.2013
İnsan , bazen hayatında kendinde değişiklikler yapması gerekir. Zamanın da ya da geç elbette birgün farkına varır değişlik yapılması gerektiğini . Bende yeni yrni farkıns varıyorum. Görünüşümde değişlikler yapmalıyım . Bu eski öküz sevgilimin geri dönmesi için değil kendim için olmalı . Görünüşü de bırakalım genel bir değişliğe ihtiyacım var. Artık çalışmaya başlsdım . Matematiği sevmesemde yamaya mecburum . Birden daha iyi not alabileceğimi biliyorum . Çünkü çevremde ki o kadar insan yüksek notlar alıyor ve ben bence onlara göre daha zekiyim.
Mesela sadece şu son iki günde çalıştım veparabolü öğrendim.
Ve dost yönünden de bahtsızım .Arkadaşlarım çok ama gerçek dostum bir tane .İki taneydi. Diğer gelecek olan gelirdi şimdiye dek gelmeyecek olanın gidişi bellidir zaten .Bahsetmeye bile değmeyecek iki yüzlü çıktı . Umarım bundan sonra güvenimin tam olduğu kişiler dışındaki herkes bir hiç ve artık o aptal kendini beğenmiş öküz hiç benim için. Onunla son günlerde aramızda geçenler ise sadece aptallıktı. Hep her şey için umut vardır ama umut beklemek demek ve benim şu azıcık hayatımı bekleyerek geçirmeme imkan yok artık …

Eski sevgili için geç hayaller için asla

Hayalleri gerçekleştirmek için çok mu zaman mı gerek ki ? Ben seçeceğim meslek dışında çok ünlü bir yazar olmak istiyorum . Dünyanın bir çok ülkesinde kitaplarımın satılsın onları birçok insan okusun . Aynı Jane Austen ve Emily Zola gibi . Ama daha genç yaşta . Hatta dünyanın en ünlü genç yazarı mesela . Düşünsenize 40 ülkede 19 dilde kitabım yayınlanmış ve bestlerde bir numara . Okulda ne çok havamız olurdu. Hatta okulun en yakışıklı ve havalı çocuğu kitabınızı size imzalatmak için getiriyor ve sonra da fotoğraf çektirmek istiyor  Harika bir hayal ama imkansız . İmkansız çünkü yakışıklı ve havalı çocuklar kitap okumaz . Onun dışındakilerin olma imkanı var. Ve kim bilir belki seneye bestlerde bir numara olmasam da ilk ona girerim ben.  Ama şunu biliyorum ister lisede ister üniversitede hatta istersem emeklilikte bile hiç bir şey için geç olmadığıdır . Aldatan sevgililer hariç . Onlar için çok geç.

Beyaz atlı artist

 Yeni beyaz atlı prensim Can . Aslında bir beyaz atlı prensten ziyade romantik melodram bir filmden fırlamış artist . Asla benimle çıkmayacağını biliyorum ama yinede onu kesiyorum çünkü çocuk çok tatlı ve ona aralıksız bakmakta benim göz hakkım . Can ; 92 katlı bina kadar uzun deniz kadar mavi gözler , doğal olamayacak kadar düzgün şekilli esmer saçlar ve ne beyaz çikolata kadar beyaz ne de bitter çikolata kadar esmer ikisinin ortası harika pürüssüz bir tene sahip . Haa bir de yaşlı bir ağacın gövdesi kadar geniş omuzlarını da unutmamak gerekir . Ve onun tam 40 sevgilisi var. Vardır yani ..

Bir kalpte iki öküz

     Aslın da uzun süre hayatım da biri olmayacağını söylemiştim size
fakat her normal insan gibi bende yanılabilirim . Ve coğrafya dersinde eski sevgim öküz ve yeni erkek ardaşımdan size bahsederken eski sevgilin içeri girmesi garip  oldu doğrusu .ve yüzüne bakmadan gitmesi ise sinirlerimi bozmuştu . Facebook'ta bana ilk yazan oydu fakat şimdi benim mesajlarımı görmesine rağmen cevap veriyor . Bana yemeğe çıkmak istediğini söyledi biraz gecikmelide evet demiş olsam sakız falımda ona bir daha şans vermem gerektiğini düşündüm ve şimdi yemeğe çıkacağız yani sanırım ama benim ona taşındığımızı ve hasta olduğumu söylemem dışında asıl bombayı şehirden taşındığını söyleyerek o patlatmıştı ama bence benim için iyi olacaktı onu tamamen unutabilirsin . Sonuçta onu bir daha görmeyeceğim ve  o da beni rahatsız etmeyecekti . Ve şimdi biriyle bir ilişkim var. Daha dün başladı fakat biraz kuşku ve endişem olsada umarım herşey çok güzel olur. Öküzde yaşadığım hayal kırıklıklarını bu sefer yaşamam . Ve umarım herşey sizinde istediğiniz gibi olur

Maviş

Hani size bahsettiğim mavi gözlü ilahi vardı ya onun birden bire onun hakkında bir söz geldi. . Merak mı ettiniz size hemen söyleyeyim. "Candan başka kimseye can demem canım olmadıkça." Evet biraz komik ama benim çok hoşuma gitti. Çokta akılda kalıcı . Ama bugün onu görmeniz lazımdı. O güzel uzun saçlarını kestirincee kepçe kulakları olduğunu gördüm ilk defa ve artık şunu belirtmek isterim ki artık favorim değildir. Ve sanırım uzun sürede olmayacak.

Şu sıralardaki değişiklikler

  Bazen insanların hayatında küçük ya da büyük değişiklikler uzun zamanda ya da kısa zamanda her ne koşulda gerçekleşse de her birimizi az ya da çok, bir şekilde etkiler . Bu değişikliklerin bazına üzülür bazılarına seviniriz . Ben hayatım boyunca hiç taşınmadım doğduğum günden beri aynı evde yaşıyorum ve şimdi taşınıyoruz . En başta sevinmiştim fakat taşınmamıza iki gün var ve ben çok üzülüyorum . Gece gördüğüm yıldızları penceremin kenarın oturup seyredememek ,  evimin içinde ki merdivenleri , artık olmayacak bahçemizi , geniş sitemi özleyeceğim . Her pazar sulayacağım bir bahçemde olmayacak .
 Her neyse taşınacağız ve ben sürekli üzülüyorum . Ve kendimi tutamıyorum sürekli gözlerim doluyor . Ama umarım gideceğimiz yere de bir an önce alışırım . Aslında alışacak çok zamanımda yok bana göre şunun şurasında iki yıl sonra üniversiteye gideceğim . Sonra da bir daha eve döneceğimi de sanmıyorum . Belki ilerde şimdiki evimiz satılığa çıkar ve bende satın alırım .

Benim 21.12.2012

 Size 21 aralık günümün nasıl geçtiğini anlatmak istiyorum . Kıyamet gerçekleşmedi fakat ben saniyelerle gerçekleşti benim için . Saat 13.11'i biraz geçmişti ve coğrafya dersinde son anlarımızın gelmesini beklerken gülerek ( mutlu ) ölmemiz için bizim coğrafyacı Azazi hoca Cem Yılmaz'ın youtube'daki bir kaç videosunu izletiyordu . Ben dünyanın sonun gelmesi birazcık rötar yapmıştır diye otururken birden bir ses geldi çarpma sesi benim bir çığlık atışım var ki . Ama en kötüsü ise kalbim bir kaç saniyeliğine durmasıydı neyse ki tekrar atıyor . Ama o çarpma sesi okulumuzda ki tadilat yapan işçilerin çalıştırdığı matkaptan gelen ses olduğunu anlamam tam bir dakikamı aldı . Ve biyoloji sınavı o günün anlam ve önemine göre daha felaketti . Bizim sınıftaki üç erkek dışında ki bütün erkekler organize çete kurup biyoloji sınav sorularını çalmışlar fakat iyi organizasyon yapamamışlar çünkü güvenlik kameralarını hesaba katmamışlar ve sonuç olarak yakalandılar gününde yazılı değiştirildi ve aşırı zordu . Söylediği ve çalıştığımız tek bir yerden bile soru çıkmadı ve bir hayal kırıklığıyla dolu sınavda gerçekleşmiş oldu .

İşler pfff

  Bugün günlerden 19.12.12 . Ayın yirmi birine çok az kaldı ve saatler geçtikçe dünyanın yok olmasının bir saçmalık olduğuna inanmaya başlıyorum . Çünkü şu sıralar günler ve hayatım çok güzel geçiyor . Aslında bugün hayatımın son defa en güzel günü çünkü yarın veli toplantısı var ama neyse onuda atlatabileceğimden eminim . Ve iki gün sonra yani ayın 21 birine hangi hoca sınav koyar ki . Hem de biyoloji . O gün okula gitmemeyi planlıyordum ama şimdi ise mecburen gitmeliyim. Ayrıca o günden önce veli toplantısı mı olur o da ayrı güzel bir mantık.Bıraksalar da hayatımızın son günü güzel geçse. Ve benim cumaya kadar bütün fotosentez konusunu öğrenip cumaya kadar da katılacağım Oxsford yarışması için 60 sayfa ingilizce kitabını okuyup özet çıkarmalıyım .Cumaya kadar... Hayat gerçekten de çok acımazsız . Bu kadar şeyi benden iki günde yapmamı nasıl bekleyebilirler ki . Sonuçta ben sadece bir insanım hemde akşama muhteşem yüzyılı seyretmek isteyen bir insan . Neyse ben bu arda daha fazla oyalanmadan işlerime koyulsam iyi olur . Umarım hayat size bu kadar işi aynı anda vermez . Sevgilerle ....

Kibirli kız

 Öyle sinir olduğum bir kişi var ki. Hiç birinin yüzüne en sert bir şekilde vurmak istediniz mi ? İstediyseniz benim duygularımı net bir şekilde anlamışsınızdır demektir . O kadar kibirli biri ki . İnsanların sürekli onun yap dediklerinde yapacağını yapma dediğini yapmayacağını sanan kendini önemli sananlardan bu egoist kişi .Ama sizce ben yap dediğini yapıp yapma dediğini yapmayanlardan mıyım ? Tabi ki hayır . Aslında onu sinir edene kadar gıcık edeceğim . Ve hatta sonunda kafasını bile yiyebilir . Onun delirmiş iken görmek ne büyük zevk olurdu benim için . Hatta bugün törende de çekil önümden demişti neden çekileyim ki sonuçta tören alanında o kadar yer var ve ben arkadaşımla vedalaşıyordum önümüze gelip bize çekil dediğinde çekilemeyiz ya . Hatta bana ayrı bir gıcık olduğunu da biliyorum . Üstelik neden yanımdakine çekil demedi de sadece bana işte bu kadar basit bana gıcık . Ama nedenini hiç bilmiyorum . Ona bir şey de yapmadım doğrusu ama çokta önemli değil onun sevgisini kazanmak zaten yalancı bir insan . Her neyse defalarca çekil dedi ama ben arkadaşımla konuşmaya devam ettim ve o da arkamdan gıcık oluyorum bu kıza diye kendiliğinden bağırdı . İşte hayatta yaşadığım en büyük hazlardan bir an daha . O giderken o kadar çok gülmüştüm ki . O gerçekten kafayı sıyırmaya başladı ama bir bilse ben ona daha neler yapacağım . Kız resmen benim yaptığım her şeyde kusur arıyor . Hatta geçen gün burnumu siliyordum git başka yerde sil dedi ben ise çok sesli sümkürmeye başladım o arkamdan o kadar laf etti ama dönüp bir tanesine bile cevap vermedim .Tabi yüzünün nasıl kızardığını görmeniz lazımdı . Evet belki beni gıcık bir olarak görüyor olabilirsiniz ama değilim . Sadece o kıza bir ders vermeye çalışıyorum.  ''Alooo ! Dünya senin etrafında dönmüyor '' gibisinden . Yani kimseye ne yapıp yapmamasını söylemek ona düşmez . Eğer herkes o dedi diye onun dediklerini yaparsa o kız herkesi parmağında döndürmeye başlar. Ama ben farklıyım kimse beni parmağında döndüremez ya da aptal yerine koyamaz . Yapmaya kalkışması bile bedeline razı olması demektir benim için . Çünkü sevgili okuyucularım hayat farklı insanların gözünde güçlü olduğunuzu göstermelisiniz . Kendinizi ezdirmemeli ve aptal yerine koydurmamalısınız. Ve kimseyi de aptal yerine koymamalısınız .Hayat kendinize üzülmek için vakit verecek kadar uzun değil .
                                         

Mavili göz

Bu yeni beyaz atlı prensim var ya Can . Hani mavi gözlü ilahi . Bugün onu gördüm zaten aynı dershaneye gidiyoruz . Görmemem kör olduğum anlamına gelir . Çokta uzun . O yüzden görmemek imkansız yani . Dün onu gördüğümde kocam sırıtmaya başladım ağzımdaki dişlerin hepsini göstererek . O da bana baktığında yere yattım . Ama insan ona bakınca aklı gidiyor onun yerine mavi gözler geliyor sadece . Bugünde koridorda onu gördüğümde ona gülümsedim o da bana gülümsedi . Ama yinede boşuna ay kesin benden hoşlanıyor o da bana karşı boş değil gibisinden laflar etmem çünkü büyük ihtimali bırakın yüzde yüz ona gülümsememe gülmüştür . Zaten o çocuk bana bakmaz diyorum size .Oğlan çok yakışıklı hatta o kadar yakışıklı ki dünya üzerinde ki hiç bir kız onun yanına yakışacak kadar güzel olamaz . Ama önemli olan bu değil önemli olan bana hangi nedenden olursa olsun gülümsemiş olması ve bir çok kez bana bakması . Bence o çocuk oyuncu olmalı . Eminim ki birçok hayranı olurdu  . Akşama günlüğüme onunla ilgili tam tamına iki sayfa yazacağım . Haftaya onu görmek için sabırsızlanıyorum . Onu tanıyan her kız gibi ... Ama dün dershanede ki bir arkadaşınla yukarı çıktık yani çatı katına orası da kantin oluyor . Oraya varmadan yolun yarısında üşürüz kabanlarımızı alalım dedim sonra ikimizde neyse boşver filan deyip yukarı çıktık . Yukarı çıkarken bende ona belki üşüdüğümü görür ve bana ceketini verir Can dedim . Tabi böyle bir şey olmadı ben üşüdüm ama Can ceket filan vermedi zaten niye versin ki üşüdüğümü bile bilmiyor . Ama en azından sınıftan bir erkek arkadaşım verdi . Ve sonuç olarak çok üşüdüm az romantizim yaşayıp başı mutlu sonu mutsuz bir hikayeli bir gündü . Ama iyi tarafından bakmakta gerek en azından biri ceketini verdi .

Günü mahveden kel düdük

  Bugün size bahsedeceğim kişi günümü mahveden kişidir . Bugün gerçekte sorusuz geçen güzel havalı sakin bir günken , kimyadan bire bir ders aldığım kel kafalı düdük moralimi bozdu . Neymiş 40 dakika da üç aylık konuyu nasıl anlatırmış . Ben ona bütün konuları anlat demedim ki dalga boyundan ( bir kimya konusu ) başlayalım dedim . Hani beni tanısa tamam ama tanımıyor da . Dersin 20 dakikasında konuştu seste çıkarmıyorum artık anlasın adam . Hani kimyam da kötü değil ki . Tamam bu seneyi boş verin ama geçen sene benim notum beşti . Adama çok çabuk anladığımı hızlıca geçmesini söyledim ama o bana dersin sonun da bak hızlı anlattım dersin sonlarına doğru sıkılmaya başladın . Bir daha bu düdükten ders filan hayatta alamam . Elif hoca varken aslaa ! Elif ya bir tanem benim . Kadın nazik bir kere . Ama en önemlisi de kendisini ilgilendirmeyen işlere burnunu sokmaz . Bir de o adamı çok övdüler . Yüzüne vurmayı o kadar çok istedim ki . Yani ne bilim beni tanımayan insanların beni eleştirmesi benim için o insanın kibirli , burnu havada ve aşırı öz güveni olan çenesi düşük kişilerdir . Ve böyle insanlara vurmamız gerek . Ama vuramayız . Yani sizi bilmemde ben vurmam . Elim acır çünkü .

İnsanların çoğu salak

 Bence herkesin kendince sorunları var fakat çoğu insan çokta kafayı takmaz ve sorunlarını sadece zamana bırakır . Ama bazıları ise ortada hiçbir sorun yokken bile sırf depresyona girmek için incir çekirdeğini bile doldurmayan sorunlar üretir ve haftalar boyunca ağıt okurlar .  Kendinize gelin

Bizim fizikçi

04.12.2012
 Ne düşünüyorum biliyor musunuz ? Bilmiyorsunuz tabi ki . Bizim fizikçi tam bir salak hayatımda gördüğüm en manyak sinirli agresif ve dünyanın kendi etrafında döndüğüne inanıyor . Benimle alakalı bir sorunumuz yok ama çok fazla küfrediyor . Ve sınıfta ki bazı kişilere sinirlendiğin de (ki bu her dersimiz de olur yani sinirlenmesi ) sadece tahtaya yazı yazıyor konuları anlatmıyor bile . Anlamayanlar anlamadığım dediğinde ise sadece o benim sorunum değil diyor. Ne saçma . O adam bunun için para alıyor anlatmak zorunda bizimle sorunu var diye böyle şeyler yapması aptalca . Ben yetkili kişi olsam o adamın bunu yaptığını öğrendiğimde çoktan kovmuştum . Gerçekten çok gıcık oldum .

Druid

12.11.2012
Nedense şu sıralar Druid denilen rahiplere kafayı takmış durumdayım. Varlığından emin olmadığım bu insanlara fazlasıyla inanmaya başlıyorum bence . Hatta Druid sembolünü koluma dövme yaptırmayı bile düşünüyorum . Hatta bir tane yaptım kötü alışkanlıklarımdan kurtulmak için .Benim kötü alışkanlığım da boğazımı azıcık tutamayıp azıcık fazla yemek yemek . Ama kesinlikle aşırı kilolu filan da değil ama eğer böyle gidersem öyle olacağımdan hiç şüphem yok .Aslında boğazımı tutmak için yaptığım bu büyü birazcık kendime özgü bir şey odlu yani bu sonuçta kötü alışkanlık büyüsü yemek yemek kötü bir alışkanlık sayılamaz dimi ? En iyisi ben ilk olarak büyünü nasıl yapılacağını anlatayım size . Şimdi biraz biberiye ve ada çayını bir kaba veya kaseye koyun çok değil birazcık sonra da üzerine biraz limon suyu sıkın sonra ada çayı ve biberiye limon suyunu emene kadar bir kaşık ve başka bir cisim yardımıyla ezin . Normalde bunu kötü alışkanlığım olan şeyin üzerine dökmemiz gerek mesela sigara ve ya alkol içiyorsanız onların üzerine dökmeni filan gerek bende boğazımdan ve midemden kısmam gerektiğini düşünerek karışımı yedim sonrasında da kalan karışımı bir bezin üzerine koyup boğazıma sardım . Evet biraz saçma denemekten zarar gelmez dimi  . Aslında iştahım da kesildi psikolojik sanırım ama belkide de gerçek ama eğer kısmet büyüsüne de yapınca tutarsa anca o zaman inanırım tam olarak gerçek olduğu ama neden işe yaramasın ki fıstık gibi kızım .Ve işte size Druid büyülerinden bazıları ;

Güzellik Büyüsü : 
Her sabah gizli bir şekilde aynanın önüne geçin 3 kibrit çöpü yakın ve kibritler sönene kadar Yadu Angari kelimelerini söyleyin, size bakan herkes muhteşem güzellikte olduğunuzu görücektir .....

Şans Büyüsü :
İnce gümüş bir teli saatinizin kordonuna sarın. Şans getirir. - Kırmızı bir gülü kurutarak, kuru gül yapraklarının yedi tanesini ayrı ayrı ceplerinize koyun. Şans getirir. - Ayakkabılarınızın altına (her ikisine de) 888 sayısını siyah koyu bir kalemle yazın, şans getirir. - Her gün sağ elinizin baş parmağına bir parça tuz sürün. Şans getirir. - Her gün mutlaka bir su parçası görmeye çalışın, deniz, göl, ırmak, dere, gölet, havuz gibi yerler şans getirir. - Her sabah mutlaka bir dilim ekmeğin üzerine bir tutam tuz dökün ve yiyin, şans getirir.

Cesaret Büyüsü :
Zencefil Karanfil Karabiber Yağ Bir kırmızı mum 30 gün boyunca malzemeleri yağda bekletin.Süzün  
mumun etrafına ,cesaret çağırmak için sürün....

Kısmet Büyüsü :

Bu büyü Druid toplumuna ait bir işlemdir.. Bir parça kedi tüyünü sabah kapıdan çıktıktan hemen sonra yere atın. Üzerine basın ve ezerken onkan kelimesini 7 kez tekrar edin. O gün ve devam eden bir hafta boyunca büyük kısmetler kapınıza gelecektir. Bu büyü sadece her ayın 6. günü yapılabilir....

Sınav Büyüsü :

Sınav günü kesinlikle koyu renkli elbiseler giymeyin.Yoksa evrenin enerjisi size ulaşamaz ve geri döner. -Ders çalışmaya başlamadan önce yedi kez TUMURİ kelimesini tüksek sesle söyleyin.Umulur ki Druidlerin Tumuri isimli hafıza ve bilinç işlerine bakan büyücü rahibi öğrenmenize yardımcı olur.. -Ders çalışırken her saat başı bir dakika boyunca derin derin nefes alın ve yedi kez TUMURİ ERREN kelimelerini yüksek sesle söyleyin.Umulur ki hafıza çakralarınız açılır.. -Sınav için sıraya oturduğunuzda, kurşun kalem ile sınav kağıdının üzerine SAMSA yazın ve silgi ile yazdığınızı silin. -Her bir soruyu okumaya başlamadan önce MEDİCİ diye...

Para Büyüsü :
Druid Para Büyüleri 2 Metal bir parayı kendinize uğurlu para olarak saklayın. Her sabah uyandığınızda uğurlu paranızı, metal bir kaba koyduğunuz sirkenin içerisine 7 kez batırın ve her defasında TALERİMANA kelimesini söyleyin. Yedi kez yaptıktan sonra parayı temiz bir peçeteye, üzerindeki sirkeyi silmeden sarın ve cebinize koyun. O andan itibaren nerede olursanız olun para gelip sizi bulacaktır.

Çözülmeyi bekleyen bir esrar

 Öküzü her gün okulda görmek istemiyorum onu gördükçe gereksiz yere sinirleniyorum .Aslında şu sıralar  çokta merak ettiğim bir şey var . Öküz sürekli üç güne bir okula geliyor anlamış değilim . Hasta mı okuldan mı kaçıyor yoksa gizli işler filan mı karıştırıyorsa bilmiyorum ama işin içinde kesin bir iş var. Bazen tüm hafta gelmediği bile oluyor . Takip ettiğimden değil de göze çarpan biri fark ediliyor ister istemez . Bir ara kılık değiştirip onu takip etmeyi planlıyorum . Şaka filan değil ciddiyim . Hep bunu yapmak istemişimdir . Hatta nickim de Mrs. dedektif blogcu . Pek güzel bir nick olduğu söylenemez ama aklıma bu geldi şimdilik . Belkide bir organ mafyasına katıldı ya da kadın ticareti yapıyordur .

Asalet

Duygularım öylesine karışık ki karar veremiyorum onu delicesine seviyorum ama bu aşkımın karşılıksız olduğunu seziyorum. Onu bırakamıyorum nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı . Ona duygularımı açmak istiyorum ama sanki bir şey yapıyor hiç bir şey yapmadığı halde ve bir şekilde buna engel oluyor . Bir başkasına anlatıyorum fakat benden başka kimse beni anlamıyor . Aynı gökyüzündeki yıldızlar gibi ... onları toplamak nasıl mümkün değilse öyle imkansızsın işte benim için . Çünkü biz farklıyız .
        Yazdığım kitaba koymayı düşündüğüm bir konuşma .

Eski yeni bir aşk yeni bir hayat

  İçim de öyle bir his var ki bu hafta hayatımın en güzel haftası olacak . Yeni bir aşk yeni bir hayat . Evimizi sattık . Ailece o kadar mutluyuz ki bu iğrenç siteden kurtulduğumuz için . Çok güzel bir evimiz var evet fakat komşular çevremiz o kadar iğrenç o kadar dedikoducu ki anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini düşünüyorum. Güzel bir ev bakmaya başlayacağız hafta sonu . Aslında çatı katı bir ev bulursak taşınmayı düşünüyoruz. Hani şu yeni binaların son üst katlarını villa yaparlar ya . Hem alışkanlığımızdan da vazgeçmemiş oluruz . Sonra bu hafta vizyona girecek olan şafak vakti . O kadar uzun süredir bekledim ki çatlamam an meselesi . Ama bunlar dışında yeni mobilya alışverişine çıkacak olmamız .Alışverişi çok sevdiğimi söylemiş miydim .
   Yeni aşk demişken de aşk sayılmaz yeni de pek sayılmaz .Sadece platonik hoşlanma . Hani her kızın zihninde kendince bir beyaz atlı prensi olur ya ben kendi hayalimde kini buldum tek sorun '' benim prensim '' değil . Ama umurumda değil bu onun ilgili kuracağım renkli fantezilere , aşk hikayelerine engel değil ya .Belkide onu takip etmeli oturduğu yeri bulmalı ve annemleri oraya taşınmak için ikna etmeliyim . Sonra ansızın aynı gün saat dakika hatta saniye aynı asansörde sadece ikimiz oluruz ve elektrik kesilir . Veeee üç gün boyunca orada mahsur kalırız . Hatta ben başımı omzuna yaslıyıp öyle uyusam . Ahhh ne kadar da güzel olurdu .Hayal gücüm ne kadar da geniş dimi ?? Neyse benden bugünlük bu kadar çünkü biyoloji çalışmalıyım sonrada ilacımı alıp uyumalı yarın da okul çıkışı alışveriş yapıp bir an önce dershaneye gideceğim. Çook işim var çokk .Ama şikayetçi de değilim.

Ne var ? Ne yok ?

O kadar uzun zamandır yazmıyorum ki gerçekten çok özledim . Ama o kadar uzun zamandır o kadar çok şey yaşadım ki hepsini size bir an önce anlatmak istiyorum ;
  Dershane güzel gidiyor tabii o çocukla küsmem dışında .Konuşmuyoruz onunlar olaylar şöyle gelişti ; ben biyoloji etüdü alacaktım ona da sordum sende gelmek ister misin diye olur dedi . Salı günü geldiğinde saçlarım fönlü güzel bir şekilde dershaneye gittim . Biraz bekledim ve M.. hocaya ( etüt derslerinden sorumlu öğretmen ) bir merhaba demek için yukarıya çıktığımda dersimin iptal olduğunu ve bana ulaşamadığını söyledi . Şaka gibi gelmişti hepsi çocuğa ne diyeceğim derken filan yeni ders istemeye karar verdim fakat bütün hocaların dersleri tamamen doluymuş . Bende bütün hocalardan tek tek ders dilendim sırf ona ayıp olmasın diye . Akşama kadar müdüre bile gittim en sonun da onu bekledim ders bulamayınca saatlerce bekledim fakat gelmedi artık ben ağlayarak eve gittim . Tam olarak ağlamak denmez çünkü kendimi tuttum . Hava karırnca eve döndüm internete girdim bana aynen şöyle mesaj atmış ;
- Bizim disiplin işi çıktı babam ağzıma sıçtı gelemiyorum ben .
   Sinirlerim tepeme çıktı ilk başka '' tamam '' dedim ama  sonra kendimi tutamadım o sinirler ona '' iki dakika uslu duramıyor musun ? '' dedim . Aradan yirmi dört saat geçmesine rağmen herhangi bir mesaj atmamış bana
fakat facebook'u açık durumlar filan paylaşıyor ve benim bir mesajıma cevap vermeye tenezzül bile etmiyor .Film önerin yazmış durumuna ben de ona özelden '' atonement ( kerafet )'' izle çok güzel bir film oğlan kıza geleceğim dedi ve gitti harika bir film '' dedim . Cevap vermedi saatlerce bende ona en sonunda '' bir evet bile  demeyi söyleyemeyecek kadar aciz misin ? '' diye sordum . Ne dese beğenirsiniz . Bana '' evet '' dedi neden? diye sorduğumda ise çok güzel bir cevap aldım '' sorduğun soru evet ve hayırlı bir soruydu hayır demeyi sevmediğim için hayır dedim '' dedi . Yanımda olsa ona öyle güzel bi geçirirdim ki . Hatta arkasından da sana çakabilir miyim evet ve hayırlı bir soruydu evet diyeceğin için sorma gereği duymadım derdim .Her neyse sonrasında da bende seni insan yerine koyup konuşuyorum dedim sonra bana anladım dedi . Ben onu sildim o da beni çocuk gibi engellemiş . Aynı ilk çocuğu gibi . Belki bende öyleyim fakat ikimizin de arkadaşına sorduğumda benim haklı olduğumu söyledi . Ve bir hafta  sonra dayanamadım ve ona beni neden sevmiyorsun ?diye mesaj attım . cevap vermedi . . . Tabi ondan önceki hafta hiç konuşmadım bu haftada dershaneye hiç gelmedi .
 Sonra öküz eski sevgilimin arkadaşı c bana mesaj attı . Sapık dolu mesajlar kendisi gibi çok güldüm fakat anlatacak kadar önemli bile değil .
 Sonra kadın doğum uzmanına kontrole gittiğimde normaldi daha büyük bir kisim olduğu ortaya çıktı . Şimdi ise doğum kontrol hapları kullanıyorum. Beni çok acıktırıyor fakat yemek yememekte direniyorum ben . Kollarım uyuşuyor başım dönüyor midem bulanıyor ve çoook fazla uykum var .Umarım ameliyat olmam gerekmez . Ama tek tesellim ise yazdığım kitabımın gayet güzel gitmesi .
 Babamın halası ( C. hala ) 'nın oğlu ( babamın kuzeni ) Turan'ın bu sabah ölüm haberini aldık . Allah rahmet elesin  . Umarım huzur için de yatar .

Aşk

22.10.2012
Doğrusu ilk defa aşık olduğuma inanmak istemiyorum. Gerçek aşk olduğu için mi yoksa çocuğun ciddi bir ilişkisi olduğundan mı bilmiyorum . Belkide ikisi . Emin değilim .  Ve onun yanında saçmaladığımın farkındayım ama o benim kişiliğim öyle sanıyor . O değilde çocuk elinde yüzük taşıyor yüzüğün içinde de sevgilisinin adı yazıyor . Size neler olduğunu anlatayım . Bizim dershanede . Aynı sınıftayız . Asansörden çıkarken elimi tuttu ya da tutmadı emin değilim . Ama tuttu yani bende tuttum . Dersteyken de ona sen göğüs kıllarını mı aldırdın diye sordum . İnanabiliyor musunuz ? Ben inanamıyorum kendime hala .O da bana hayır dedi ve gömleğini açıp gösterdi .O sırada kimyacının bakışlarını görmeniz lazımdı . Keşke namus misali kız rolünü oynayıp bakmamak yerine baksaydım . Ama bir daha kine bakacağım hatta ellemeyi bile düşünüyorum.  Ama sanırım buna carpe diem de diyebiliriz dimi ? İçimden geldiği gibi davranıp anı yaşıyorum . İnternetten burçlarımızın cinsellik uyumuna baktık . Merak edenler bakmak isterse diye söylüyorum aslan ve koç burcuyuz . Kitap okumayı sevmediği için birde ona kitap verdim . Erotik kitap . Ona eve gidince oku dedim ama o benden gizli gizli masanın altında okuyormuş . Çook tatlı dimi . Ay bide ben erotik yerine ayıp kelimesini kullanmama sinir oluyor . Gibi değil oluyor hatta .
   İlk defa kendimi bu kadar çaresiz hissediyorum . Ona aşık olmak istemiyorum çünkü imkansız biliyorum . Ben hep , hiç bir şeyin imkansız olmadığına inanırım fakat bu gerçekten imkansız . Hem sevgilisi var ve belli ki seviyor . 
  Ama ilk defa bu kadar çaresiz hissetmeme rağmen mantıklı da geliyor . O tanıdığım erkekler gibi değil farklı . Gerçekten farklı . Hayatımda ilk defa bir erkeğe bu kadar çok öküz demek istiyorum fakat diyemiyorum çünkü değil. Keşke olsa ama değil .  Ya bu hiç mantıklı değil aşkın olduğu yerde mantık olamaz ona hem aşık oluyorum hemde beraber olmamın mantıklı olduğu birisine  ( sevgilisi olmasa yani..)  . Bu benim için bir ilk değilde nedir . Belkide kedimi normalinden daha fazla kitaba vermeliyim ve daha fazla aşk ve gurur ve dirty dancing filmlerini seyretmeliyim . Ama ben şimdi gilmore girls'ü seyrederken çikolata komasına gireceğim . Ve düşündüm de akşamda aşk ve gurur seyrederim . VE Vee sabaha kadar da jane austen'ın yeni aldığım kitabı akıl ve tutkuyu okurum . İsmi bile tam bana göre değil mi  ??

Carpe diem günlükleri 2

12.10.2012
Merhaba arkadaşlar . Şu son birkaç gün birşey yazmadım carpe diemle ilgili . Çok şey yaşadım ve hepsini size anlatmak istiyorum . Aslında birkaç gün önce yazmam gerektiğini biliyorum fakat biraz uzun bir yazı olmasını istedim  . Carpe diem'i hatırlıyorsunuzdur ama ben yinede bir hatırlatmak istiyorum carpe diem anı yaşamak . Felsefem ise yaşadığın anı kavra ve hyatını olağan üstü yap . Bence gerçekten yapıp cesaret depoladığımızda kendimizi daha mutlu oluyoruz bence . Mersinde yaşıyorum ve şu sıralar her gece şimşekler çakıyor . Bulutlar, gökyüzü ve yapmur o kadar güzeldi . Yaşadığım yer site içinde bir yer üç katlı villalar halinde . Üçken çeklinde çatılarımız var .  İçimde keşke dedim ; keşke çatıda uzanıp gökyüzünü seyredebilseydim . Ve tahmin edin ne oldu . Yaptım ! Çatıya tırmandım ve en uç köşede uzanıp gökyüzünü seyrettim hemde gece  . Çok eğlenceliydi . Herşey o kadar güzeldiki . O anda sorunlar dertler herşey uçup gidiyor sadece o an oluyor .
  Ve sonra başka bir gün . . .Derhaneye gidicektim . Okulda çıktım . Okul çıkışı yeni bir tanıştığım biriyle beraber bindim . Okulun birazcık ilerizindede benim öküz sevgilim bindi . Yolculuk boyunca otobüste 6 kişi felandık . Yani otobüs bomboş bile diyebiliriz oturacak birçok yer var .Hani bir süre gittik filan sonrasında ben yeni tanıştığım arkadaşın yanından kalktım ve başka bir koltuğa geçtim . Çünkü aklıma öküz sevgilimin yanına oturmak fikri geldi . Kalbim deli gibi atıyordu . Ama onu gıcık etmeyi çok seviyorum . Yani sevgilisi olsam sonrun olmazdımda eskiyiz artık biz . Ve o oturduğum koltuktan kaltıp cesaretimi topluyup onun yanına oturdum . Gülme krizinin eşiğindeydim ama kendimi tuttum . O kadar komikti başını bana çevirmemek için sanki ayrı bir gayret gösteriyordu .  Boynunu otobüsün pencerisine doğru o kadar uzun ve fazla çevirmiştiki boyun tutulmasının eşiğinde olduğunu söyleyebilirim . Aslında evi ineceğim yere çok yakındı hatta orda inecektim fakat biraz üşendiğimi söyleyebilirim . Hiç konuşmadık yol boyunca fakat evinin önünde insem yüzde yüz benimle konuşurdu o konuşmasa bile ben yarın okulda görüşürüz derdim . Bu onu çılgına çevirirdi .
  Neyse hayalleri bir tarafa bırakıp gerçekte neler oldu onu anlatayım . Otobüs ışıklarda durdu normalde orada inmem gerekti onun evinin orada inmeye kararlıydım fakat sonra bir anda ona o kadar çok sinirlendim ki o anlık ortada bir şey yoktu otobüsten çok hızlı adımlarla indim bana bakıyor mu diye arkama baktığımda bakmıyordu ve yürüyüp ona bakarken de yanlışlıkla önümde duran 1.5 m büyüklüğündeki çöp kontenyırına çarptım . Tam bir feleketti ama eski bana göre şimdi ise carpe diem sağ olsun sadece kendime gülüp geçtim . Ve ve dershanenin ortasında bir başka carpe diemci olan biyoloji hocamızla dans ettim . Sayılır kısa sürdü elimde kantinden aldığım çay vardı o yüzden kısa sürdü malesef çokta açtım . Aaa bide başka biriyle de görüştüm yani aslında aynı dershaneye gidiyoruz . Ona da salak öküz diyelim yakışıklı bir çocuk ama hafif alık olduğunu düşünüyorum .Yok alık iyi bir ona o zaman alık öküz diyelim . Kulağa daha hoş geliyor . Onla konuşabilmeyi de başardım üstün cesaretim sayesinde. Devamı çok yakında . . . Belki yarın belki yarında yakın !

Carpe diem günlükleri 1

 Bundan sonra hayatım Carpe diem . Yaşadığım anı kavrayacağım ve hayatımı olağan dışı yapacağım . Sizde yapın . Yaşadığınız anı kavrayın ve hayatınızı olağan dışı yapın . Çünkü bir gün hepimiz öleceğiz solucan yebi olacağız ya da çiçek gübresi . Kimse ebedi değildir elbet bir gün nefes almayı da keseceğiz işte o zaman gerçekleştiremediklerimiz ve bırakmadığımız iz ve isim için keşke diyecez ama eğer carpe diem dersek bir ağızdan iyi ki diyeceğiz gübre olmadan önce. Bundan sonra daha dolu dolu yaşayacağım ve kavradığım anın carpe diem deyipte yaptıklarımı yazıcam ve onlar bir nevi carpe diem günlükleri olucak. Hayatımı olağan dışı yapıcam . Belki içimdeki carpe diem cesareti bir anda gelmeyebilir fakat her geçen gün daha iyi olucam daha cesareteli ve özgüveni tam bir carpe diemci .Bugünde aynı şey geçerli ama okulun ilk günü gibi düşünün yeni alışmaya başlıyorum ve tam carpe diem sayılmaz benim için yeterince çılgın ve deli değildim . Daha fazlası ve daha fazlası lazım bana . Cesaretimin doruk noktasında ne yapacağım biliyor musunuz eski sevgilime sataşacağım em büyük çılgınlık bu olur çünkü benim için ve hiç bir şeyden zevk almadığım kadar zevk alırım bundan ve asla keşke demeyip iyi ki diyeceğim bir şeyi tam olarak yapmış olurum . Aslında bugünkü Yoğa dersindeki saçmalıklarım carpe diem sayılmazdı ama cesaret alıştırması da diyebiliriz . Daha fazlasını yazmak için kendime carpe diem diyeceğim ve size de daha fazla okumanız için oku diyeceğim . Yarın ki carpe diemlerim de buluşmak üzere . . .

Dün ve Bugün

Bazen öylesine çabuk akıp giden dakikalar , saatler
Bazen de sanki asırlarca sürüp gitmekte ;
İnsan hayatı  , neden böyle tekdüze , monoton
Sanki dün , bugün , hep aynı
Dün dediğimde düşünmem gerekiyor ne kadar geriye gitmem gerekli diye. . .

                                   Ş.Ü

Karma

Bazı insanlar kim oluyor da suçları için özür dileyeceklerine kabahetlerin ve aptallıkların en büyüğü yapacak kadar cesaret sahibi bir korkak olabilir ki . Tamam belki ben kavga edemem sen edebilirsin ama aramızda ki fark bu . Bu yüzden karışamam ben sana . Kendimi korumam gerekebilir bu durumda ama korumam çünkü ben kavga edicek kadar kalitesiz bir insan değilim .Sen düşünmeden hareket edersin yalancı ve sözünde durmayan birisisin kültürsüz , ki benden özenip çok kitap okumaya çalışmak kültürünü arttırmazsın ve çok kitap okuyarakta beynini geliştiremezsin . Tolstoy bile sana bir şeyler katamayacağına inanıyorum çünkü . Senin gibiler her şeyi hak ediyor bir gün gelecek ve şans benim yanımda olacak . Ben sana bir şey anlatırken banane derken ki o sırıtışı asla ama asla unutmayacağım . O hareketin bedeli bir gün sana başka bir şey olarak döneceğine inanıyorum karma felsefi bir tür . Karmaya hep inanmışımdır kötülük yapar isen kötülük bulursun aynı karşıdan gelen bir ışığun aynaya çarpıp tekrar olduğu yere geri dönmesi gibi . Bazı insanlar karşısındaki herkesi küçümsüyor kendilerini zeki karşısındakini ise aptal sanıyorlar oysa tam tersi Ben bazen insanları anlamıyorum kimseye şu ana kadar kötü olmadım hatta çok iyilğim de dokundu bir şey rica ettiklerinde hep yaptım . Beni kullandıklarını biliyordum ama bütün bunları suistimal edip ben kendimi onlara sevdirmek için hep yardım etmeye çalıştım . Fakat çok yüz vermiş olmalıyım ki onlar beni hep farklı görmüşler . Bundan sonra da  kimseye ne yüz vereceğim ne de yaptıklarını göz ardı edeceğim . Bir arkadaşım var siteden benden bir kaç yaş küçük . Eskiden ara da bir ödevlerinde yardım isterdi anlamadığını söylerdi . Bende yardım ederdim bugün öğrendim neler demiş arkamda . Sınıf arkadaşıyla karşılaştım resim dersliğinde o yoktu bana seni hatırladım sana eskiden tüm ödevlerini yaptırırmış dedi . Sinirden ne diyeceğimi şaşırdım beni kukla yerine koymuş resmen . İyilik yap iyilik bula ne oldu . İyilik yap kötülük bul . Elini verirsin kolunu alır bu dinsizler .

Bir lütuf farkı

   Öncelikle bulunma zorunluluğumuz olduğu ortamdaki kişi ya da bulunduğunuz ortamdaki herkez sizi sevmiyorsa ve sizde onu ya da onları sevmiyorsanız işleri düştüğünde konuşuyorlar ya da size belli etmeden sizin yüyüzünüze karşı sizi küçümsüyor ise onlar ile konuşmanın ya da mecburi bir konuşmada incelik göstermenin gerekmediğini düşünüyorum . Manasız bir şey .  Bende öyle yapıyorum . En azından kendimizi kullandırtmamış oluyoruz . Ben dediğimi yap yaptığımı yapma değilde demediğimi yapma yaptığımı yap diyeceğim size . Çünkü söylediklerim ve yaptıklarımın hepsi benim ve aklı olan herkez için doğru olduğunu düşündüğüm şeylerdir .
   En gıcık kağtığım şey ne biliyor musunuz okulda ? Anahtarımı evde unuttuğumda birinin anahtarını denemek isteyip sorduğumda götü kalkmış piçlerin bana benim anahtarım hiç bir kilidi açmıyor demeleri . Denedin mi lan diye sormak gelmiyor mu insanın içinden ? Ya da birinin ilginç ya da güzel bir kalemi olur bakmak istersin benim için değerli kimseye vermiyorum demesi . Sanki ben cebe atıcam ya da g*tüme sokucam . Mal hepsi . Ama ertesi gün senin kalemine bakmak isterler işte o zaman ben onlara birşey derdim ama sadece hayır demekle yetindim kuş kadar beyni bile varsa o kadarını anlar . Biraz ağır konuşuyorum ama burası benim içimi rahatça dökebildiğim tek yer . Ve içimi dökmeyi bir kenera bırakın sevgili okuyucularım hepsi bu laflar fazlasıyla hak ediyor .
 Bazen doğru arkadaşlar olmayınca yalnız olmaktan rahatsız olmayan bir kişiliğim var . İyi ki öyle arkadaşlarım yok . İyi ki böyle bir özelliğim var . Bu benim için bir lütuf farkı . Eğer anlaşamıyorsak yanlız kalmaktan korktuğumuz için birisiyle arkadaşlık edip onu çekiceksek olmayın arkadaş . İçinizi dökün küfür edin ve bir daha da konuşmayın .

Beterin beteri

Hayatım hani her geçen gün daha berbat bir halde geliyor ve ''awkward'' dizisinin sonundan başına doğru gidiyor demiştim ya . Sanırım başından başlamışım ve şu anda 2. sezonun sonundayım mutlu sona doğru gidiyorum yani . Hani mükemmel sayılmaz ama ben memnun çünkü daha beterini yaşadım . Yani aslında şunu öğrenmiş oldum bir durumda başınıza gelen en ufak olay sizin için çok ama çok kötü moral bozucu bir olay olabilir ama ancak önemsiz bir şey olduğunu olaylar geçince anlayabiliyorsunuz . Ya da beterin beteri olduğunda ...
          
                                                                                           

ı am not Jenna Hamilton

 Ben hayatımda asla görünmez olmadım heryerde bir şekilde kendimi gösterdim ve çoğu zamanda ilgi odağı oldum . Ama şuanda lisedeyim ve kimse beni fark etmiyor . Sanki görünmez ve hissedilmezim hiç yokmuş gibi . Merdivenlerde biri bana çarpıyor ve hissetmiyor dönüp bile bakmıyor özür dilerim dediğimde bile duymadı .Döndü kıçını gitti . Sanki tersine doğru çekilen bir awkward dizisi gibi hayatım . Ben şuanda görünmez jenna hamilton'um . İğrenç , iğrenç bir duygu . Benim için tabi . . . Aslında bazen işede yarayabiliyor ama bazen . Bazende hiç . Ama negatif olmamak ve her zaman iyi yönünden bakmalıyız . Lanet olsun ki benim açımdan hiç bir iyi tarafı yok . Ama dediğim gibi pozitif bir yönden bakmalıyz . Yani şöyle ; amann salla gitsin lise bitince dertlerde biticek . Sadece iki buçuk senem kaldı o kadar

Bu benim hayatım

Sevgili okuyucular ;
 Bugün koşulsız ve şartsız ve birçok nedenden doalyı hayatımın en berbat günü olduğunu size gönlü rahatlığı ile sözleyebilirim. Kollarımda alerjiden dolayı çıkan milyonlarca kaparık ve gözümde anidenbeliren bir morartı. Hayatım sanki tepe taklak . Neyse ki bana her konuda destek olan arkadaşım ( U ) çok teşekkür ederim .O şuanda bunları okuyamaz ama ben yinede . ..
  Jenna Hamilton'da kolunun kırılmasıyla görünmez olmaktan çıkmıştı . Fakat ben hem görünmezim hem de iğrenç ve bakımsız görünüyorum sadece . Ben Jenna Hamiltonun aksine daha iyi bir hayat yerine sadece sağlıklı bir vücut ve mutlu olmak isitiyorum . Fakat sevgili tanrımız bana bunu çok görüyor olsada ben bunlara layık değilim . Ve isyan ediyorum . Bana bunları layık görenelre . . . Ama ben herşeyi düzeltebilirim . Çünkü bu benim hayatım . Kendi hayatıma ben yön veririm . . .

Zehirli sarmaşıklarınızdan kurtulun

Eğer çok sevdiğiniz bir dostunuz sizin ve bir başkasının arasında kalıp senin yüzüne sen dostumsun o ise arkadaşım dedi sonra gidip arkadaşım dediği kişiyle dost oluyorsa vay o arkadaş dostun haline . Çünkü dostum dediği kişiyi arkadaşına satıyorsa, bir gün o dost olmaya çalıştığı kişiye dostum  ve bir başkasına arkadaşım dediğinde onuda bırakıp gidecek . Dostluk lafı kimlerin diline düşmüş böyle ? Ama ben her zamankinden daha mutluyum gerçekten çünkü artık  zehirli sarmaşıklarımdan kurtuldum . Zehirli sarmaşıklarımdan kurtulduğuma göre artık temiz ve safım . Bir yalancıyla dost değilim . Aramıza kimse giremez dedikten sonra aramıza başkası almaya çalışıp alamayınca yeni yelkenler açmak için başka bir denizlere giden biriyle zaten dost kalamazdım ben . Ama bir gün yelken açacağı denizler okyanuslar hatta ve hatta göller , ırmaklar bitecek işte o zaman bize bunları reva (layık) gören bize bunları yaşatan, zamanımızı çalanlar öyle bir yalnız kalacak ki öyle sarsılacak ki yaptığı her şey için pişman olacaklar . Ve öyle bir düşücekler ki o düşüşün izi hep yara yapacak onlarda . Ben bu kişileri Allah'a havale ediyorum siz düşünün artık gerisini . O arkadaş dosta da hiç kızmıyorum sinirlenmiyorum  onun hiçbir suçu yok hatta iyi biri ben sadece ona üzülüyorum  ve bir gün onunda zehirli sarmaşıklarından kurtulacağı günün çabuk gelmesi için dua ediyorum . Belki beni seven çok az kişi var ama o kişilerin beni gerçekten sevdiklerini biliyorum . Çünkü ben kendim gibiyim bir başkası gibi değilim , nezaket kurallarına uymam herkesin bir başkasıyla konuşurken gösterdiği incelikleri yapmacık bulurum ve ben asla yapmacık tavırlarda bulunmam .Başkaları gibi bana ait olmayan bir perdenin arkasına saklanmam içimden geldiği gibi ve kendim gibi davranırım . Söylediklerim ve söyleyeceklerim saçma olsa bile her zaman aklımdan ilk geçen ve doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri söylerim . Ve ben kendini başkalarına sevdirmek için bir başkasının kılığına girmem . Ve şimdi dostumun düşmanı dostum çünkü o düşman dostlar temiz ve saf . Benim gibi ... Ve ben asla kimseyi yarı yolda bırakmam dostumu korur kollar ve her daim onu seçerim . Dost dediğin böyle olmalı en ufak bir şey de onu bırakmak demek değildir . Eğer benim yukarıda bahsettiğim kavrama uyan dostunuz var ise dost değil onlar yalnız kalmak istemeyenler . Ve bu kişiler yalnız kalanlara acır ve başkası yalnız kalmasın diye sizi yani dostum dediği kişiyi yalnız bırakanlardır . Yanlış yapıyorsunuz demektir eğer yalnız kalmaktan korkuyorsanız korkmayın bu hayatta hepimiz tek ve yalnızız. Sevgili okuyucular size tavsiyem zehirli sarmaşıklarınızdan kurtulun  . . .



Dün gece uyuyamadım çünkü aramızdakilerin bittiğini biliyorum.
Artık acı duymuyorum çünkü aramızda olanların ne kadar gerçek olduğunu biliyorum.
Ve eğer ilerde, uzak bir yerlerde, yeni hayatlarımızda birbirimizi görürsek sana neşeyle gülümseyeceğim ve o yazı ağaçların altında nasıl geçirdiğimizi hatırlayacağım.
Birbirimizden öğrenerek ve sevgiyle büyüyerek. .
Aşkın en güzeli ruhu uyandıran ve bizi daha fazlasına doğru uzandırandır.
Kalplerimize ateş ekip de akıllarımıza huzur verendir.
Ve işte sen bana bunu verdin.
Bende sana sonsuza dek bunu vermeyi umdum.
Şuanda kendini kayıp hissettiğini biliyorum.
Ama merak etme hiçbir şey birden yok olmaz ve kaybolmaz.
Beden yıpranmış, yaşlanmış, eski ateşleri küllenmiş de olsa yeniden alev alabilir.

                                                                                                   Walt Whitman

Öküz sevgili

benim öküz sevgilimin yaptığı kurları size yazmak istiyorum aslında bunlara jest ya da başka bir şeyde denilebilir aslında daha çok yaptıklarımızı anlattığımı söylemek daha mantıklı olur . Aynı okula gidiyorduk ve bir arkadaşı bana çıkma teklifi etti filan filan bende kabul etmeyince benim öküz sevgilimde onun adına benimle konuştu ve bir kaç gün öküzün gözleri üzerimdeydi ben baya tırsmaya filan  başladım zaten hafifte sert bakışlı . Birkaç gün sonra da beni facebook'tan eklemiş . Bende adını soy adını filan hiç bilmiyorum profiline girdiğimde fotoğraflarını bir on beş dakika bakınca tanıyabildim sonra isteğini kabul filan ettim baktım o yazmıyor yakışıklı çocuk belli ki konuşmakta istemiyor dedim sonra iki gün önce doğum günü varmış bende geçmiş doğum günün kutlu olsun diye utanç verici bir mesaj attım ona .Hatta o kadar utandım ki bu iğrenç mesaja cevap vermeyecek diye kafamı yastığın altında sakladım . Ama iyi ve nazik bir tepki verdi . Böyle böyle muhabbet açıldı ve ben yine en olmaz kişiye aşık oldum aslında daha öncede söylediğim gibi ilk başlarda çok romantikti . Yani o zamanlar onu sevdiğim için mutluydum . Hıh şimdi bir gün ben okulun kütüphanesinde tek başıma tarih sınavımız vardı bende ona çalışıyordum filan arkadaşları da arka masada onlarla benimde onlara sırtım dönük çok yakınımda değil hatta uzağımda bile denilebilir ona rağmen sesini duyuyordum ve kalbim çok hızlı atıyordu benim yanıma gelip konuşmaya başladı . Başka bir gün yine kütüphanedeydik ama bu sefer masalar yan yanaydı yani arada 20 cm kadar mesafe vardı yanıma geldi ve benim masama oturdu konuşmaya başladık . Aslında ben o kadar utanıyordum ki konuşamadım ve mırıltılarla cevap verdim oradaki gıcık olduğum kız arkadaşları da onu adıyla çağırdılar işte '' r.(öküzün baş harfi ) ne yapıyorsun orada gel buraya filan '' o zaman pekte öküz olmayan öküz sevgilim ise sizene lan istediğim yerde otururum dedi onlara . Yani o gıcık kaptığım yılışık kızlara benim için karşı çıkmasına çok sevinmiştim sadece kız değil erkek arkadaşlarına da öyle dedi . Yanında ki arkadaşı C. ona demiş ki kız senin s.k bile değil demiş bana söylediğini de yok saçmalamış o da dedim ama asıl içimden geçen evet sen benim s.k bile değilsin kalbimde ve aklımdasın demekti ama o zamanlar daha bir kaç haftadır tanışıyorduk ve arkadaştık sadece bunu söylersem garip kaçardı ve onu korkutabilirdim.  O yüzden kendime sakladım . Beni okuldan eve kadar bıraktığı bile oldu yürüyerek gittik konuştuk çok romantikti . Aynı filmlerdeki gibi yağmurda yağdı. Evine gittiğimde bana kahvaltı bile hazırlamıştı balkonda . İşte bana hep çok güzelsin seni seviyorum sonrasında mersinin kızları meşhur gibisinde iğrenç iltifatlar ediyordu ben iltifatları sevmediğimi söyledim ona doğruydu da . Ama o yine dolaylı yollarda söylemeye devam etti . Bana dokunmuyormuş çünkü benden korkuyormuş bende kızmayacağımı söyledim koridorda ikimiz karşılaştığımızda kollarını bana  açtı sarılacaktı sanırım ama arkadan H. hoca (x hoca) çıkmış olmalı ki kollarını indirip sadece yanağımı sıktı . Bir ara da yine tam karşılaştık konuşmak için yanıma geliyordu ki arkamızdan H. bana seslendi olduğum yerden sıçradım neredeyse ve bana sora sora Ali bugün okula gelmedi mi diye sordu. Ya banane elin alman Alisinden ya . Sonra gece yıldızların altında yürüyüşler filan elimden burnumdan filan öperdi bazen . Ama sonra küfürbaz umursamaz birine döndü . SON !

Benim (eski) öküz sevgilim

Ne yazsam ne yazsam diye düşündüm ve size kendi okuz sevgilimi anlatmak istiyorum. Yazılarım boyunca ona okuz diyeceğim . neden mi ? Ağız alışkanlığı işte .Beni o kadar çok deli ediyor ki arkadaşlarımla konuşurken sürekli öküz diyordum ona .
o öküz var ya...o öküz olacak sevgilim ne yaptı biliyor musun ? ...benim sevgilim tam bir okuz ...Bir selam bile vermedi . okuz ne olacak ... gibisinden . Sonrasında ben bir şey anlatmaya başlıyorum arkadaşlar, kim okuz mu demeye başladılar ve :( çocuğun adı okuz oldu. tabi böyle bir şey olduğunu dediğimizi duysa ilişkimiz altı ay değil 6 hafta sürerdi . neden altı hafta diye soracaksanız ilk iki ayımız rüya gibiydi . romantik , nazik filan filan . . . ama sonra fabrika ayarlarına geri dondu . ah ah ben ne yaptığımda bana bu kadar çektirdi 5. ayımıza girdiğimiz gün beni eski sevgilisi şırfıntı Gül’le aldattı . bende evine gittim filan . tokat atmadım ama bir gün ona tokat atacağım . ama ne zaman bilemem. yarın mı haftaya mı 50 yıl sonra mı emin değilim ama içimde kaldı ona artık atacağım bir ara . ah ah ne yaptım da yaptı bunları bana . bence kesinlikle mükemmel sevgili imajına uyuyordum .neyse canım şimdilik sadece yazmak istemişti.bu kadarı yeterli . Shakespeare'in yeni aldığım (hırçın kız ) kitabını okuyacağım çok heyecanlı gidiyor . Petruchio Kate'e kur yapıyor.